En anlaşılır haliyle; marka logosunu barındıran herşeyin tasarımından bahsediyoruz. Tüm basılı materyallerden dış mekanda uygulanacak tasarımlara, fuar ve tanıtım standlarından promosyon ürünleri tasarımlarına, mağaza ve ofis konseptlerinden etkinliklerin görsel tasarımlarına kadar çok geniş yelpazede, markanın kurumsal bütünlüğünü koruyacak tasarımlardan bahsediyoruz. Bizim anlayışımıza göre, en güzel basılı materyalleri hazırlasanız dahi, onu aynı güzellikteki bir ortamın içinde sunamıyorsanız boşa kürek çekmişsiniz demektir. Elbette ki çalışmalarınızı, kazanmak ve başarmak için değil de spor olsun diye yapıyorsanız boşa da kürek çekmek doğru bir sonuç olabilir. Aslında sinek avlamak da hareketli ve güzel bir spor dalı. Onu da tavsiye ederiz…

Bu, kült olmuş bir konu aslında. Logonun bir tık büyümesi, kalışa hazır olan uçağa bir tabure atıp, bir kişi fazla taşımak, ondan da kar elde ettiğini düşünmek gibi birşey. Oysa ki, tıpkı o uçağın kalkarken taşıması gereken insan sayısı gibi, tasarımın içerisinde o logonun kaplaması gereken bir alan var. Yani yapılmasının katkısı olmadığı gibi zararı olan bir durum. O yüzden, bu konuyu tartışmadan geçmek en iyisi…

Biz sadakate inanan, tek seferlik ilişkilerden kaçan bir anlayışa sahibiz. Başarının bir defada yapılacak bir çalışmayla değil, üst üste biriktirerek geleceğine inanıyoruz, Bu yüzden “Bize bir katalog lazım” diyenlere, “Dualarımız sizinle” demekten öteye gidemiyoruz.

Evet olabiliz. Onları marka değil, markanın hedefi şeklinde değerlendirip, mevzuyu geçelim…